Prof. Dr. Neşet Arslan – narslan@agri.ankara.edu.tr
Haşhaş (Papaver somniferum L.), bilinen en eski kültür bitkilerinden birisidir ve orijin merkezi Anadolu’dur.Türkiye Bitkileri için en önemli kaynak olan 11 ciltlik ‘’Flora of Turkey’’ (Türkiye Florası) kitabının kapağında simge olarak haşhaşı görünce, bir an 9000 bine yakın bitki türü içinden niçin bu bitkinin seçildiğini düşündüm. Bunun en güzel izahını ise Şair Nüzhet Erman’ın ‘’Haşhaş’’ şiirinde buldum.
“Bir ot gösterin ki bize-hem davarımıza süt, hem alev ocağımızda ve tarhanamızda yağ olsun” “Uğraşımız -azığımız –eğlencemizdi, Velinimetimizdi o bizim – ey can – bir kuru baş değil”
‘’İnsandır sütü bozuk olan – haşhaş değil, Biz öldük – dostlar sağ olsun’’
Şiir 1971 yılında Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanması üzerine kaleme alınmış. Ancak Haşhaş, Anadolu’nun o kadar yerli bitkisidir ki, bir şehrimize (Afyonkarahisar) ismini dahi vermiştir. Onu bu ülkenin bağrından koparmak bize çok ağır gelmiş ve iki yıl ayrılıktan sonra, 1974 de bu yasak kaldırılmış; ancak çizim yasağı getirilmiştir. Şimdilerde ise ülkemizde haşhaşın kontrollü olarak yetiştirilmesi afyon ve eroin kaçakçılığının önlenmesinde diğer ülkeler için örnek gösteriliyor. Yasal haşhaş ekimi Birleşmiş Milletler denetiminde Türkiye, Hindistan, Avustralya, Fransa, İspanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Çin`de yapılmaktadır. Birleşmiş Milletler Türkiye ve Hindistan`ı “geleneksel haşhaş üreticisi” ülkeler olarak kabul etmiştir. Ülkemizde haşhaş 1939 yılından beri Toprak Mahsulleri Ofisi’nin denetiminde yetiştirilmektedir.
Haşhaş, gelincikgiller familyasından bir bitki olup, dünya üzerinde bu cinse dahil 80 – 100 kadar tür vardır. Ülkemizde ise 10’u endemik olmak üzere, 36 türü mevcuttur. Çizim yasağından önce haşhaş kapsülleri normal büyüklüğünü alınca ve henüz yeşil iken yani,’’haşgeşler kafen kafen olunca’’ özel bir bıçakla yüzeysel olarak çizilir, kapsülden çıkan beyaz renkte sütsü öz suyu kapsülün dışında birikir; suyu bir miktar buharlaşarak koyulaşan ham afyon sakızı her gün toplanırdı. Afyon sakızının normal koşullarda yıllarca bozulmadan saklanabilir özelliğe sahip olması da, ticari değerini arttırmıştır. Ülkemizde kapsül çizim yasağından sonra afyon sakızı artık hatıralarda kalmıştır. Afyon, ağrı kesici, ishali önleyici, uyuşturucu, öksürük kesici özelliklere sahiptir ve bu özelliklerinden dolayı çok eskiden beri tedavide önemli bir yer tutmuştur. Ancak, afyonun bağımlılık yapıcı etkisi de vardır. Alman eczacı Serturner’in 1806 yılında afyondan morfin alkaloidini izole etmesi yeni bir çığır açmış, daha sonraları afyonda 25 civarında alkaloid tespit edilmiştir. Bu alkaloidlerin en önemlileri morfin, kodein, tebain, noskapin, papaverin ve oripavindir.
Halen Bolvadin Afyon Alkoloidleri Fabrikasında haşhaş kapsüllerinden morfin ve kodein elde edilip ihraç edilmekte ve yılda 20-30 milyon dolar gelir elde edilmektedir.
Tarih boyunca afyonun hem tıbbi, hem de keyif verici (uyuşturucu) olarak kullanımı daha fazla dikkati çekmiş ve diğer kullanım şekilleri bunun gölgesinde kalmıştır.
Hâlbuki haşhaşın yetiştirildiği bölgelerde tohumu, yağı ve küspesinin kullanımı o kadar günlük hayatla iç içedir ki, bugün o yörelere has yemek ve beslenme kültürünün temel öğesi durumundadır.
Haşhaş tohumu % 40-55 oranında yağ,% 18-27 protein, %5- 8 oranında kül ihtiva eder. Haşhaş yağının bileşiminde doymamış yağ asitlerinden % 62-72 linoleik asit (omega 6), %15-20 oleik asit (omega 9) ; doymuş yağ asitlerinden %4,8 – 9,5 palmitik asit, %2- 2,9 oranında stearik asit bulunmaktadır. Yağ, dâhilen laksatif, haricen cildi besleyici etkiye sahiptir. Aromaterapide masaj yağı olarak kullanılır. Omega yağ asitlerince zengin bir yağdır. Ayrıca tohumları insan sağlığına yararlı vitamin ve mineral maddeleri içermektedir. Haşhaş yetiştiren bölge halkının severek tükettiği tohumundan çok çeşitli şekillerde yararlanılmaktadır.
Tohumu ve haşhaş ezmesi; haşhaşlı ekmek, simit, çörek, açma, börek, pasta, kete, kek, kurabiye, peksimet, katmer, hamur vb işlerinde, helva, irmik, revani, şekerpare, pekmez vb gibi tatlılarda geniş ölçüde kullanılmaktadır. Haşhaş tohumlarının yağı alındıktan sonra arta kalan küspe protein, yağ ve azotsuz öz maddelerce zengin olup, hayvan yemi olarak çok değerlidir. Meşhur Afyon Kaymağı bununla beslenen sığır ve mandaların sütünden elde edilir.
Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alternatif tıp ürünlerine ilgi giderek artmış ve büyük bir sektör haline gelmiştir. Lesitin, fitosterol/stanol ve omega yağ asitleri tablet olarak bu pazarda önemli bir yere sahiptir.
Milli ürünlerimizden birisi olan haşhaş tohumu ve yağının bu besin bileşenleri açısından çok kıymetli olduğu gerçeğinin ülkemizde herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir.
Haşhaşın ilk gelişme dönemindeki yaprakları salata olarak tüketilir. Doğal boyamada renkli çiçeklerinden eflatun renk elde edilir. Sapları yakacak olarak değerlendirilir. Aynı zamanda süs bitkisi olarak da yetiştirilmekte; kapsülleri de kuru çiçekçilikte aranjman olarak kullanılmaktadır.
İhraç edilmekte olan beyaz ve gri-mavi tohumlardan morfin satışına eş değer miktarda döviz geliri elde edilmektedir. Bu nedenle ıslah çalışmalarında morfin, tebain, noskapin, kodein gibi alkaloidlerin yanında tohum renkleri ve tohumdaki yağın özellikleri de önem arz etmektedir. Sonuç olarak, haşhaş ıslah çalışmalarında: ülkemizin geleneksel haşhaş üreticisi olma özelliği göz ardı edilmeden, dünya ilaç sanayinde afyon alkaloidlerine olan talebin çeşitlenmesi de dikkate alınarak kapsülden elde edilebilecek tüm alkaloidler ile çok yönlü kullanım alanlarına cevap verebilecek renkte ve özellikteki çeşitleri geliştirilmesi öncelikli hedef olarak alınmalıdır.