Böğürtlen Gülgillerin Rubuscinsi içerisinde yer alan bir bitkidir ve meyve olarak da anılır. Organik asitler, vitamin ve mineral açısından oldukça zengin bir bitkidir. 400’den fazla doğal ya da kültür türü bulunur. Yetişmiş olduğu yer ve bölgelerin sayısı oldukça fazla olduğu için ülkemiz böğürtlen açısından zengin olan bir yerdir. Çeşitli rahatsızlıklara karşı tedavi yöntemi olarak kullanıldığı için, böğürtlenin işlenmiş şekillerini bulabilmek de mümkündür. Uzmanların da sürekli olarak tavsiye etmiş olduğu bir meyve olan böğürtlen, sade tüketimin yanı sıra tatlı ve pastalarda da kullanımı ile bilinir. Ekşimsi tadı sayesinde yiyeceklere oldukça lezzetli bir hale getirmeye fayda sağlar.
Böğürtlen; tanen, pektin, magnezyum, iyot, A, C, E, K ve P vitaminleri açısından oldukça zengin bir meyvedir. Mayıs ayında çiçek açmaya başlayan bu güzel meyve, Haziran’a doğru meyve vermeye başlar. Mayıs ayından Ağustos’a kadar çiçeklenmesi devam eder. Gövdeleri silindir şekilli, içi dolu dikenli dallar önce yukarı doğru büyür sonra aşağı doğru kıvrılır. Genellikle 1-3 metre boylarında değişkenlik gösterir ve oluşmuş olduğu sarmaşığın üzerinde çok sayıda böğürtlen bulunur. Toplaması da oldukça kolaydır ve yetişme aşaması tamamlandıktan sonra oldukça yumuşak bir meyve olduğu için dalından çabuk ayrılır.
Böğürtlenin birçok çeşidi bulunmaktadır. Ülkemiz de böğürtlen çeşidi açısında oldukça zengindir. Bunlardan en popüler olanlarını sizlerle paylaşacak olursak;
- Navaho Böğürtlen; Meyveleri sert, siyah renkte, dik şekilde gelişen ve orta büyüklükte olan böğürtlen türüdür.
- Boysenberry Böğürtlen; Mora yakın bir rengi vardır. Verimi oldukça iyidir, ancak olgunlaşması biraz uzun sürer.
- Kıowa Böğürtlen; Meyveleri oldukça iri ve siyah rengine yakındır. Hasat zamanı uzun süren böğürtlen türüdür.
- Arapaho Böğürtlen; Bu böğürtlen çeşidinin meyveleri uzun ve büyüktür. Tadı oldukça lezzetli olan bu tür en sık tüketilen böğürtlenler arasında yer alır.
- Chester Böğürtlen; Yoğun bir aromaya sahip olan bu türün meyvesi koni şeklindedir.
- Logan Böğürtlen; Dikenli bir yapısı olan bu tür çok fazla tüketilmez. Rengi belirgin şekilde kırmızıdır.
Böğürtlen için özel bir yetiştirme yeri ya da uygulaması bulunmaz. Bitki, kendisine uygun olan her yerde kendiliğinden oluşumunu sağlar ve gelişim aşamasını da doğanın katkısı sayesinde tamamlar. Genelde fundalıklarda, çalılıklarda, yol kenarlarında ve bahçe çitlerinde yetişir. Bol suyu sevdiği için yağmurlu alanlarda sık olarak böğürtlenlere rastlama şansı bulunur. Sarmaşık halinde büyür ve gelişimini de bu sayede tamamlar. Ülkemizde çeşitli yerlerde böğürtlenlerin oluştuğunu görebiliriz. Sarmaşık olarak meydana gelmesinin yanı sıra yerde sürünerek oluşumunu tamamlayan böğürtlenlere de rastlamamız mümkün olur.
Genel olarak sıcak iklimi seven böğürtlen meyvesi, kış aylarında da dayanıklılık gösterir. Yetiştiriciliğini yapmak isteyen kişiler bu nedenle oldukça şanslıdır. Her türlü toprak yapısına kolay bir şekilde ayak uydurabildiği için genellikle böğürtlen yetiştiricileri zorlanmadan bu bitkiyi büyütüp gelir sağlayabilirler. Ancak daha verimli ve eski toprağı sevdiğini söylemek de yanlış olmayacaktır. Bu nedenle böğürtleni en iyi şekilde yetiştirmek için ilk olarak toprağın verimin hesaba katılması gerekebilir.
Suyu oldukça sever ve büyüdüğü zaman içerisinde sıklıkla suya ihtiyaç duyar. Durum böyle olduğu için de yetiştirilirken böğürtleni bolca sulamak, kısa sürede sonuca ulaşmak açısından önem arz eder. Böğürtlenler ilkbahar bitiminde kendilerini daha çok belli ederler ve oluşumlarını tamamlama evresine girerler. Daha sonra toplanacak oldukları için genelde yaz aylarında daha fazla böğürtlen çeşidi bulma şansımız da olacaktır.
Böğürtlen meyvesinden köküne kadar her kısmı insanlar için fayda sağlayan çok değerli bir bitkidir. Meyvesi basura iyi gelir, idrar söktürücü özelliği vardır, tansiyonu düşürür, ayaklardaki şişkinliği indirir. Ağız yaraları, boğazdaki iltihaplanma, dil ve diş eti hastalıklarında çok faydalıdır. Kadınlardaki beyaz akıntıyı keser. Yaprağının yara iyileştirme, ağrı ve yanıkları dindirme özelliği vardır. Bu gibi durumlarda yaprağını ezip bir lapa yapabilir ve yanık yere sürebilirsiniz. Kökü kaynatılıp çay şeklinde tüketilirse yükselen kan şekerini düşürür, mesanedeki kum ve taşları düşürme etkisi vardır.